Maden kazası, doğal afetler, terör saldırısı gibi olaylar karşısında verdiğimiz tepkiler ne kadar samimi?
Peki, devlet kurumlarının bu olaylar karşısındaki tepkileri samimi mi?
Bu soruların net cevaplarını bilemiyorum. Maalesef bu konuda yapılmış, güvenilir araştırma verileri yok. Dolayısıyla sadece kafamda oluşan soruları paylaşmak istiyorum.
Bu satırların yazıldığı sırada, Bartın’daki faciada 40 kişinin öldüğü resmi kaynaklar tarafından açıklanmıştı. Bu sayının artmamasını diliyorum.
1941 yılından bu yana 3 binden fazla insan maden kazalarında ölmüştür. 100 binden fazla insan ise yaralanmıştır. Bu kazalar ve facialardan hepimiz anında, klasik medya ve sosyal medya vasıtasıyla haberdar oluyoruz.
Oluyoruz da ne yapıyoruz?
Olay sıcaklığını korurken, çoğunluğumuz sosyal medya hesaplarımızdan üzüntülerimizi belirten mesajlar yayınlıyor ve benzer mesajların altına, üzülen, ağlayan emojiler yapıştırıyoruz.
Birkaç gün sonra da gündem değiştiğinde, o faciayı unutup, yeni gündemlerle ilgili görüşlerimizi belirten mesajlar yayınlıyoruz. Bartın’da yaşanan maden faciasına yönelik, üzüntümüzü belirten mesajlarda yayınladık.
Şimdi samimi olarak düşünelim:
Toplu taşıma araçlarında, üstü başı kirli bir madenci yanımıza otursa ne hissederiz? Bunun cevabını da bilmiyorum ama yaralı olarak ambulansa bindirilen madencinin, çarşaf kirlenmesin diye çizmelerini çıkartmasına hepimiz duygulanırız.
Bir madenci çocuğu, eğitim masrafları için bizden yardım istediğinde, kaçımız yardım elini uzatır, kaçımız ‘taşı sıkasan suyunu çıkartırsın, git çalış’ der? Bunun da cevabını bilmiyorum ama ölen madencilerin aileleri için başlatılan yardım kampanyalarına çoğumuz katılırız.
Bu madenciler sorunlarını medya ve sosyal medya üzerinden duyursalar, ne tepki gösteririz? Sorunlarını sahiplenir miyiz? Sahiplenirim cevabını verenlerin kaçı, seslerini duyuracak bir sivil toplum kuruluşu üyesi?
Devlet organları için de kafamda sorular uçuşuyor…
Bu işçiler ölmeden önce, çalışma koşullarının iyileştirilmesi için gerekli girişimlerde bulunsalardı, patronlarından, Kaymakamdan, Validen ya da Çalışma Bakanından ne cevap alırlardı?
Ya da bu koşullarla ilgili taleplerine kayıtsız kalındığı için, Anayasal hakları çerçevesinde yürüyüş yapmak isteselerdi, polisin tepkisi ne olurdu?
Ne cevap verirlerdi, ne tepki gösterirlerdi bilemem ama şu an o kurumların tepesindekilerin hepsi olay yerindeler…
Instagram
Kaynak: https://onedio.com/haber/maden-kazasi-karsisinda-verdigimiz-tepkiler-ne-kadar-samimi-1100604