Büyüme Bilgilerinde Sorun Mu Var? Türkiye’nin Büyümesi Neden Alarm Veriyor? Çin de Daralmanın Eşiğinde!
8 Ekim 2022Son güncelleme: 8 Ekim 2022
0 5 dakika okuma süresi
Türkiye’nin son yıllarda tamamen büyüme odaklı ekonomi stratejisi son 1 yılda dünya konjonktürüyle birlikte ‘enflasyonla büyümeye’ evirildi. Ancak enflasyonun zarar büyümeyi de vurdu. The Economist’in de ölçtükleri dahil olmak üzere makro ekonomik veriler büyümede yavaşlamaya işaret ediyor. Diğer yandan ekonomide tüm bunlar gözden geçirilerek yaşanan sıkıntılar hatanın nerede olduğu sorusunu da akla getiriyor. Ekonomistler Türkiye’yi incelerken, Türkiye gibi büyümeye odaklı Çin’in de yaşadığı kendine özel yavaşlama sorunları da inceleniyor.
Dünyada önde gelen ekonomi dergilerinden olan ancak bir o kadar da komplo teorisyenlerinin sevdiği İngiliz The Economist, yine kapağıyla gündeme geldi.
Elektrik konusunda büyümeye Doç. Dr. Orhan Karaca da değinmişti.
The Economist’in verisiyse bu şekilde 👇
“Türkiye ekonomisinde GSYH oranlarının doğru olduğu varsayılsa da yüksek dış borç, enflasyon, gelir adaletsizliği ve çevre sorunlarının olduğu ortamda başarı göstergesi değil.”
“Demokrasileri sorunlu, kurumsallaşmanın yetersiz kaldığı ülkelerde hesaplamalar politik hedeflere uygun hale getirilebiliyor.”
TÜİK, Yİ-ÜFE ve TÜFE ayrışması👇
İTO ve TÜİK TÜFE ayrışması👇
Bu da Merkez Bankası eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara’nın son açıklanan TÜFE sonrası TL kullanan Kıbrıs ile Türkiye’nin enflasyon ayrışması 👇
Gelelim bir de üretim üzerinden diğer yavaşlama emarelerine!
“Sanayi üretiminde, son üç ayda yüzde 4,7 düşüş kaydedilirken, daralmanın ağırlıkla madencilik ve enerji kaynaklı olduğuna ve diğer göstergelerde de ağustostan sonra daralmanın hızlandığına işaret etti. “
“Enflasyonla büyüme” hedefleyen Türkiye’de yükselen enflasyon ve TL’de değer kaybı sadece sabit gelirlileri etkilemiyor.
Milli parada değer kaybının en temel sonuçlarından biri olan enflasyon, ithalatın pahalılaşması, enerji, hammadde ya da bizim gibi teknoloji ithal eden ülkelerde daha da güçleniyor.
Bir de faiz oranları var. Hızlı büyümenin hasar vermemesi için merkez bankaları ekonomiyi soğutmak amacıyla faiz oranlarını kullanıyor.
Hikayenin bir diğer tarafı da dini inançlar olurken, Erdoğan’ın faiz ve tefeciliğe karşı duruşunu da hatırlatıyor. Durumu bir nevi “karışım” olarak özetliyor.
Çin ekonomisi de alarm veriyor.
Pandemi, ekonomik faaliyete zarar verirken, yasaklarla insanlar para harcayamayınca hizmet sektörü baskı altına kaldı.
Pekin, ağustos ayında KOBİ’ler, altyapı yatırımları ve gayrimenkul için yaklaşık 1 trilyon yuanlık (203 milyar dolar) destek paketi açıkladı.
Gayrimenkul ve konut sektöründeki sorunlar büyümeyi yavaşlattı.
İklim Çin’de kalıcı bir etki yaratıyor. Şiddetli sıcaklık ve kuraklık Sichuan eyaleti ve Chongqing şehrini vurdu.
Çin’de teknoloji şirketlerine baskı da dev şirketleri vurdu.