Kesinlikle Listenize Ekleyin: İzlerken İçine Işınlanmak İsteyeceğiniz Farklı Evrenlerde Geçen Dizi ve Sinemalar

Kitap uyarlaması olan Altın Pusula, Jordan Koleji’nde yatılı olarak okuyan Lyra’nın ve cini Pantalaimon’un kıssasını anlatıyor. Tıpkı Narnia Günlükleri üzere hafif tondaki bir öyküye sahip olan Altın Pusula, daha az bilinen fantastik kıssalar arayan izleyicilerin açlığını dindirebilecek bir imal.

‘1, 2, 3, 4, 5, 6 biçiminde mi yoksa 4, 5, 6, 1, 2, 3 biçiminde mi izlenmeli?’ sorusuyla yıllardır fanları ortasında tartışmaya sebep olan bu bilim kurgu serisi birçok kişi tarafından tarihin en başarılı sinema serilerinden biri olarak gösteriliyor. Birtakım izleyicilere nazaran serinin en zayıf halkası olarak görülen Yıldız Savaşları: Bilinmeyen Tehlike, ne olursa olsun yeni kainatlar keşfetmek isteyenler için hayli kıymetli bir birinci basamak.

Narnia Günlükleri: Aslan, Cadı ve Dolap, Yüzüklerin Efendisi serisinin muharriri J. R. Tolkien’in yakın arkadaşı olan C. S. Lewis’in ünlü fantastik romanından uyarlanan bir sinema serisinin birinci imali olarak listede kendine yer buluyor. Yüzüklerin Efendisi’ne nazaran daha hafif bir tona sahip olan bu üretim, her yaştan izleyicinin sevebileceği bir sinema.

Simpsons’ın yaratıcıları tarafından hayata geçirilen bir proje olan Disenchantment, listede güldürü cinsinde sayılabilecek tahminen de tek üretim. Absürt anlatımı ve kolay kolay bağ kurulabilen karakterleri ile izleyicileri kendine çeken dizi, anlatımı ile birebir derecede absürt kainatı sayesinde izleyicilere kendine has bir kıssa sunuyor.

Ebeveyn ve çocuk ortasındaki ilgiyi bahis alan Coraline, ailesi tarafından ihmal edildiğini düşünen genç bir kızın kıssasını anlatıyor. Taşındıkları meskende bâtın bir geçit bulan Coraline; bu geçit sayesinde ailelerin, çocuklarına ziyadesiyle düşkün olduğu bir kainata giriş yapıyorr. Kendisi, yeryüzündeki cenneti mi buldu sanki?

Polonyalı müellif Andrzej Sapkowski’nin kitabından uyarlanan ve CD Projekt RED’in başarılı oyun serisiyle büyük bir üne kavuşan fantastik öykü serisi, bu diziyle farklı bir anlatı mecrasında daha hayat buluyor. Henry Cavill’ın hayat verdiği canavar avcısı Rivialı Geralt’ın yaşadıklarını husus alan bu dizi, fantastik öykülerde yeni bir soluk arayan izleyiciler için birebir.

Farklı kainatlardan bahsettiğimizde aklımıza gelen birinci isimlerden birisi elbette efsanevi anime sinema direktörü Hayao Miyazaki oluyor. İmal; berbat kalpli bir cadı tarafından yaşlılıkla lanetlenen Sophie’nin, bir asker kaçağı olan Howl ile tanışmasını ve kıssalarının ortak bir noktada buluşmasını husus alıyor. Hem çocukların hem yetişkinlerin ilgisini çekebilecek bu üretim, final sahnesiyle yüzünüzde küçük bir gülümseme oluşmasını sağlayacak.

Özgününde Critical Role isimli bir FRP gösterisinin animasyon formunda yayınlanmış hâli olan The Legend of Vox Machina, bilhassa Dungeons & Dragons sevenlerin bayılacağı bir üretim. Fantastik bir kainatta ödül avcılığı yapan Vox Machina’nın kıssasını anlatan bu animasyon dizisi, seslendirme sanatkarları tarafından yazılıp tekrar onlar tarafından canlandırılan karakterleri ile ön plana çıkıyor.

Hayao Miyazaki’nin bir diğer yapıtı olan Ruhların Kaçışı, yeni konutlarına yanlışsız yol alırken küçük bir mola veren ailenin küçük kızı Chihiro’nun öyküsünü anlatıyor. Vardıkları mola noktasında ailesinin izini kaybeden ve onları hiç beklemediği bir biçimde bulan ana karakterimiz, ruhların gelip konakladığı bir otelde çalışmak zorunda kalıyor. Bu müddet içerisinde ailesine kavuşmaya çalışan Chihiro’nun başından hayatı boyunca unutamayacağı olaylar geçiyor.

Dünyanın tahminen de en tanınan bilim kurgu serisinin çağdaş vakitlerde devam eden versiyonu olan Doctor Who, kainatın farklı noktalarında gezip sorunları çözen ve günü kurtaran bir vakit gezginini anlatıyor. Hekim ismiyle bilinen bu vakit gezgini, vakit ve yerde dolaşmasına imkan sağlayan T.A.R.D.I.S. isimli eski bir İngiliz telefon kulübesi görünümündeki aygıtı kullanarak cihanın farklı noktalarındaki sıkıntıları çözüyor. Bu sıkıntıları çözerken hayatlarına dokunduğu varlıkların kıssaları bazen sizi güldürecek bazen gözyaşları dökmenize sebep olacak.

Wachowski kardeşlerin kült imali Matrix serisinin birinci sineması, her bilim kurgu tutkununun izlemesi gereken bir kıssaya sahip. Yaşadığımız dünyanın gerçekliğini sorgulatan ve izleyen herkesin hayatında en azından bir sefer “Acaba hakikaten Matrix’te miyiz?” diye sorgulamasına neden olan bu üretim, Keanu Reeves’ın hayat verdiği Neo’nun ilgi cazip kıssasını anlatıyor.

Bir diğer bilim kurgu yapıtı olan Battlestar Galactica aslında epeyce eski bir imal. 2004 yılında kendine tekrar ekranlarda yer bulan bu dizi tıpkı Yıldız Savaşları üzere uzayda geçen bir üretim olmasına karşın işin siyasi boyutuna daha fazla ehemmiyet vermesi ile kendini öteki bilim kurgu üretimlerinden ayırıyor.

Yüzüklerin Efendisi’nin fantastik cihanlar denilince akla gelen birinci serilerden biri olduğu inkâr edilemez bir gerçek. J. R. Tolkien’in ölümsüz yapıtıyla neredeyse birebir kalitede olan bu uyarlama sinema serisi hakkında çok fazla bir şey söylemeye gerek yok. Kendisinden sonra gelecek birçok fantastik sinemaya örnek olan bu üretim, farklı bir cihanın tadını almak isteyen izleyicilerin başvurması gereken noktalardan tahminen de birincisi olduğu için listede kendine kolay kolay yer bulabiliyor.

Tanınan bilgisayar oyunu League of Legends’ın bünyesinde barındırdığı Runeterra cihanında geçen bu dizi, sevilen birçok oyun karakterine de mesken sahipliği yapıyor. Gelişmiş bir kent olan Piltover ve şimdi kendi benliğini elde edememiş batık kent ortasında geçen siyasi olayları ve bu olayların karakterlerimiz üzerindeki tesirini bahis alan Arcane, kardeşlik bağı ve adalet üzere hususlara parmak basıyor.

Bir öbür anime serisi olan Avatar: Son Hava Bükücü, gaye kitlesi çocuklar olmasına karşın alt metninde hayli ağır fikirlere yer veriyor. Soykırım, savaş, büyümek, sorumluluk ve doğuştan gelen öğretilere karşı gelmek üzere yetişkinlere yönelik mevzuları çocukların da anlayabileceği kolaylıkta anlatan üretim; her yaştan kişi tarafından izlenilebilir.

Bu cihanda insan yiyen titanlar var, bir de insanları bu titanlardan koruyan büyükçe bir duvar. Yani en azından evvelden vardı, halbuki artık bu duvar yok! Titanlar da içimizde. Son devirlerde popülaritesi güzelce artan bu imalden gelmiş geçmiş en başarılı anime dizilerinden biri olarak bahsediliyor. Yırtıcı öyküsü ve rahatsız edici anlatımı, diziyi ilgi alımlı hâle getiren noktalardan yalnızca birkaçı. Tahminen de içinde yaşamak için farklı bir cihan seçmek daha yanlışsız olur. Ne dersiniz?